Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.
- I'm beginning to miss my girlfriend.
Onu özlemeyecek misin?
- Aren't you going to miss her?
Ben uçuşumu kaçırmak istemiyorum.
- I don't want to miss my flight.
Uçağı kaçırmak istemiyorum.
- I don't want to miss the plane.
Seni özlemek istemiyorum.
- I don't want to miss you.
Kuşa ateş etti fakat ıskaladı.
- He shot at the bird, but missed it.
Ok hedefini ıskaladı.
- The arrow missed its target.
Polis kayıp çocuğu aramaktan vazgeçti.
- The police have given up looking for the missing child.
Bütün köylüler kayıp bir kediyi aramak için dağlara gittiler.
- All the villagers went into the mountains to look for a missing cat.
Bay Peter Blake çevre değişikliğini gözlemek için bir görevdeyken 2001 yılında Amazon nehrinde korsanlar tarafından feci şekilde öldürüldü.
- Sir Peter Blake was tragically killed by pirates on the Amazon river in 2001 as he was on a mission to monitor environment change.
Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.
- Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss.
Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı.
- But for your steady support, my mission would have resulted in failure.
Bu tür hatayı gözden kaçırmak çok kolaydır.
- It's very easy to miss this kind of mistake.
Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
- It's an honor to meet you, miss.
Anne üniversitedeki kızını özledi.
- The mother missed her daughter who was away at college.
Aşçılığını özleyeceğim.
- I'll miss your cooking.
Bayan White herkes tarafından sevilir.
- Miss White is liked by everyone.
Bayan Nakano'nun kaç yaşında olduğunu biliyor musun?
- Do you know how old Miss Nakano is?
Küçük kız kardeşimi özlüyorum.
- I miss my little sister.
Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.
- In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet.
Sanırım hanıma ev almalıyım.
- I guess I should get home to the missus.
Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
- It's an honor to meet you, miss.
Excuse me Miss, Donny’s been pinching my pencils again.
I missed the plane!.
You may sit here, Miss Jones.
Joe missed the meeting this morning.
... crime shows, where it starts out and, you know, you can't miss the first scene or else ...
... We miss it so much. ...