They crossed the vast continent on foot.
- Onlar yürüyerek büyük kıtayı geçtiler.
How many minutes does it take to get to the JR station on foot?
- JR istasyonuna yürüyerek ulaşmak kaç dakika sürer?
From there I continued my way by foot.
- Oradan yürüyerek yoluma devam ettim.
I can go there by foot.
- Oraya yürüyerek gidebilirim.
We've walked all around the lake.
- Biz gölün etrafında yürüdük.
I'm too tired to walk.
- Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
Walking is good exercise.
- Yürümek iyi egzersizdir.
I watched John and Mary walking hand in hand.
- John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
In order to swim, you have to learn to tread water first.
- Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.
Do not walk outside this area.
- Bu alanın dışında yürümeyin.