yürüyerek

listen to the pronunciation of yürüyerek
Turkish - English
on foot

They crossed the vast continent on foot. - Onlar yürüyerek büyük kıtayı geçtiler.

How many minutes does it take to get to the JR station on foot? - JR istasyonuna yürüyerek ulaşmak kaç dakika sürer?

afoot
shank's mare
{i} wayfaring
by walk
by foot

From there I continued my way by foot. - Oradan yürüyerek yoluma devam ettim.

I can go there by foot. - Oraya yürüyerek gidebilirim.

yürüyerek beş dakika tutar
It's about a five minute walk
yürüyerek dolaşmak
walk over
yürüyerek geçilebilir
fordable
yürüyerek geçmek
stride
yürüyerek geçmek
wade
yürüyerek gidebilirsiniz
It's a short walk
yürüyerek gitmek
go on shank's pony
yürüyerek tur
walking tour
yürü
{f} walk

We've walked all around the lake. - Biz gölün etrafında yürüdük.

I'm too tired to walk. - Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.

yürü
{f} walking

Walking is good exercise. - Yürümek iyi egzersizdir.

I watched John and Mary walking hand in hand. - John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.

yürü
{f} tread

In order to swim, you have to learn to tread water first. - Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.

yürü
trod
yürü
trodden
yürü
walk out

Do not walk outside this area. - Bu alanın dışında yürümeyin.

yürü
amble
sığ yerden yürüyerek geçmek
ford
yürü
saunter
Turkish - Turkish
yayan
yürüyerek
Favorites