O, baş ağrısından acı çekiyor.
- He is suffering from a headache.
Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.
- It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.
Tom genellikle sadece başlıkları okur.
- Tom usually only reads the headlines.
Haber başlıklarını gördün mü?
- Have you seen the headlines?
Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
- A cup of coffee cleared my head.
Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
- They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
We will consider performance issues under the head of future improvements.