İngilizce - Türkçe
to touch with a sweeping motion teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- brush
- fırçalamak
Ellerimi yıkamak ve dişlerimi fırçalamak zorundayım.
-I have to wash my hands and brush my teeth.
Dişlerimi fırçalamak zorundayım.
-I've got to brush my teeth.
- brush
- {f} süpürmek
- brush
- {i} ressam
- brush
- {i} hafif dokunuş
- brush
- {i} kuyruk (tilki)
- brush
- {f} sıyırmak
- brush
- sürtünme
- brush
- çalılık
- brush
- çalı
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
-Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
-Before going to work in Paris I need to brush up my French.
- brush
- temas
- brush
- hafifçe değmek
- brush
- sürtünmek
- brush
- Çalılık, fundalık
- brush
- fırça,v.fırçala: n.fırça
- brush
- özellikle tilki kuyruğu
- brush
- tilki kuyr
- brush
- (Tekstil) 1. fırça 2. fırçalamak
- brush
- (fiil) fırçalamak; süpürmek, sürtünmek; değmek, sıyırmak
- brush
- (Tıp) Fırça, elleri veya diğer bir oluşumu (diş v.s.) temizleme amacıyla kullanılan sert kıldan yapılmış araç
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
to touch with a sweeping motion teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- brush
Maybe you will find a love that you discover accidentally, who falls against you gently as a pickpocket brushes your thigh.
to touch with a sweeping motion
Heceleme
to touch with a sweep·ing mo·tionTürkçe nasıl söylenir
tı tʌç wîdh ı swipîng mōşınTelaffuz
/tə ˈtəʧ wəᴛʜ ə ˈswēpəɴɢ ˈmōsʜən/ /tə ˈtʌʧ wɪð ə ˈswiːpɪŋ ˈmoʊʃən/
Resimler
Favoriler