thro

listen to the pronunciation of thro
İngilizce - Türkçe
arasından

Tom kalabalığın arasından ite kalka yol açtı. - Tom elbowed his way through the crowd.

O, kalabalığın arasından ite kalka geçti. - He pushed his way through the crowd.

baştan başa

İki çocuk araziyi baştan başa dolaştı. - The two boys traveled throughout the land.

yüzünden

Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu. - The forest fire occurred through carelessness.

içinden

Bir grup kentin içinden geçit açtı. - A band led the parade through the city.

Maruyama nehri Kinosaki'nin içinden akar. - The Maruyama river flows through Kinosaki.

tamamen

Ben sadece onu tamamen bitiremedim. - I just couldn't go through with it.

Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın? - Are you completely through with your homework?

direkt

O direkt gözyaşları ile cevap verdi. - She answered through tears.

bir uçtan bir uca

İspanya'dan Parise Pirene'leri bir uçtan bir uca yürüdüm. - I hiked through the Pyrenees from Spain to Paris.

sayesinde

Diller taşa kazınmamıştır. Diller hepimizin sayesinde yaşar. - Languages are not carved in stone. Languages live through all of us.

Arkadaşlarımın iyi ofisleri sayesinde bir iş bulabildim. - I was able to get a job through the good offices of my friend.

doğruca
prep. bir uçtan bir uca, içinden, arasından, baştan başa, sayesinde, yüzünden
kesintisiz
doğru

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu. - Through trial and error, he found the right answer by chance.

Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından dışarı karanlık Londra caddesine doğru gözden kayboldu. - The man looked at Tom, then vanished through the stage door out into the dark London street.

baştan sona

Sadece bunu baştan sona konuşalım. - Let's just talk this through.

Tom Mary'yi onun işini baştan sona incelerken yakaladı. - Tom caught Mary snooping through his stuff.

dayanmak

Ayın diskinin yarısı ışıklandırıldığında biz buna ilk çeyrek ay deriz. Bu isim kameri ay boyunca ayın yolun dörtte birinde olduğu gerçeğine dayanmaktadır. - When half of the Moon's disc is illuminated, we call it the first quarter moon. This name comes from the fact that the Moon is now one-quarter of the way through the lunar month.

geçmek

Girişinizde gümrükten geçmek gerekiyor. - It is necessary to go through customs at your arrival.

Birçok tren eski taş tünelden geçmektedir. - Many trains pass through the old stone tunnel.

sürmek

O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu. - Driving through that snowstorm was a nightmare.

atlatmak
thro'
bir uçtan bir uca '
through
yoluyla

Gizli bir geçit yoluyla kaçtılar. - They fled through a secret passageway.

Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı. - Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.

through
baştan sona

Sincap güç kablosunu baştan sona çiğnedi. - The squirrel chewed through the power cable.

Sadece bunu baştan sona konuşalım. - Let's just talk this through.

through
aktarmasız
through
orasında burasında
through
arasında (bir gürültünün)
through
rağmen (bir gürültüye)
through
dolayımıyla
through
(Tıp) Vasıtasiyle, yolu ile
through
doğru

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu. - Through trial and error, he found the right answer by chance.

Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından dışarı karanlık Londra caddesine doğru gözden kayboldu. - The man looked at Tom, then vanished through the stage door out into the dark London street.

through
-e kadar
through
sonuna

Sonuna kadar görevi taşımalısın. - You must carry the task through to the end.

through
başından sonuna kadar
through
bitirmiş
through
içeriye

O, pencereden içeriye girdi. - He came in through the window.

Hırsız kırık bir pencereden içeriye girdi. - The burglar got in through a broken window.

through
süresince

O, gece süresince çalıştı. - He worked through the night.

through
bitmiş

Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır. - This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.

through
başarılı bir sonuca
through
(İnşaat) içinden, sona ermiş
through
(Yeni Sözcükler) boyunca

Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım. - Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.

O gün boyunca İngilizce duyar. - She hears English all through the day.

İngilizce - İngilizce
through
A contraction of Through
thro'
through

Vext the dim sea.

thro'
Thro' is sometimes used as a written abbreviation for through
thro