a male descendant

listen to the pronunciation of a male descendant
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a male descendant в Английский Язык Турецкий язык словарь

son
oğul

Tom oğullarını öldüren kaza için Mary'yi suçladı. - Tom blamed Mary for the accident that killed their son.

O, arazisini oğulları arasında dağıttı. - He distributed his land among his sons.

son
erkek evlat.oğul
son
{i} çocuk

Şarkı söyleyen çocuk benim erkek kardeşimdir. - The boy singing a song is my brother.

Orada duran çocuk benim oğlumdur. - The boy standing over there is my son.

son
it oğlu it
son
Hay Allah
son
evladım
son
piç oğlu piç
son
Hazreti İsa
son
{i} oğul, erkek evlat
son
son of a gun it kırıntısı
son
oğlu

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor. - You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.

Benim bir oğlum ve bir de kızım var. Oğlum New York'ta ve kızım da Londra'da. - I have a son and a daughter. My son is in New York, and my daughter is in London.

son
oğlum

Benim bir oğlum ve bir de kızım var. Oğlum New York'ta ve kızım da Londra'da. - I have a son and a daughter. My son is in New York, and my daughter is in London.

Oğlumuz savaşta öldü. - Our son died during the war.

son
{i} erkek evlât

Bir erkek evlat babasına itaat etmeli. - A son must obey his father.

O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat. - He is the only son that we have ever had.

Английский Язык - Английский Язык
son
a male descendant

    Расстановка переносов

    a male de·scend·ant

    Турецкое произношение

    ı meyl dîsendınt

    Произношение

    /ə ˈmāl dəˈsendənt/ /ə ˈmeɪl dɪˈsɛndənt/
Избранное