a condition of being able to use something

listen to the pronunciation of a condition of being able to use something
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a condition of being able to use something в Английский Язык Турецкий язык словарь

available
{s} mevcut

Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil. - We are sorry, the person you are trying to contact is not available.

Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur. - The book is available in both hard and soft-cover versions.

available
müsait

Doktor şimdi müsait değil. - The doctor is not available now.

Belediye Başkanı şimdi müsait değil. - The mayor is not available now.

available
{s} var

Müsait bir tur rehberi var mı? - Is there a tour guide available?

İşe yarar bir yardım var mı? - Is there any help available?

available
{s} geçerli

Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir. - Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.

Bu teklif sadece sınırlı bir süre boyunca geçerlidir. - This offer is available for a limited time only.

available
(Ticaret) mevcut olan
available
{s} kullanışlı
available
(Ticaret) elde hazır bulunan
available
kullanılır
available
müsait olmak
available
yararlanılır
available
elde

Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir. - Tickets are available from Lions Club members.

available
{s} eldeki
available
elde edilebilir

Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir. - Tickets are available from Lions Club members.

available
görüşmeye uygun
available
meşgul değil
available
kullanılabilir

Netflix artık Avrupa'da kullanılabilir. - Netflix is now available in Europe.

Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak. - Soon, newspapers won't be printed on paper. They'll only be available through the Internet.

available
{s} hazır

Ayrıntılar hemen hazır değildi. - Details weren't immediately available.

Koltuklar hazır oluncaya kadar bir süre beklemekten başka bir şey yapamayız. - We can do nothing but wait for a while until the seats are available.

available
olası
Английский Язык - Английский Язык
available
a condition of being able to use something

    Расстановка переносов

    a con·di·tion of be·ing a·ble to use some·thing

    Турецкое произношение

    ı kındîşın ıv biîng eybıl tı yus sʌmthîng

    Произношение

    /ə kənˈdəsʜən əv ˈbēəɴɢ ˈābəl tə ˈyo͞os ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ə kənˈdɪʃən əv ˈbiːɪŋ ˈeɪbəl tə ˈjuːs ˈsʌmθɪŋ/
Избранное