kalır

listen to the pronunciation of kalır
Türkçe - İngilizce
stays

Kate stays in Izu on weekends. - Kate hafta sonları Izu'da kalır.

Tom usually stays at five-star hotels. - Tom genellikle beş yıldızlı otellerde kalır.

remain for
kal
{f} remain

How long will you remain in London? - Londra'da ne kadar kalacaksın?

Words fly, texts remain. - Söz uçar, yazı kalır.

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

He stayed in New York for three weeks. - O, üç hafta New York'ta kaldı.

I want to stay here longer. - Burada daha uzun kalmak istiyorum.

kal
{f} staying

Kentaro is staying with his friend in Kyoto. - Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.

I should study now, but I prefer staying on Tatoeba. - Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

kal
{f} remaining

There were few students remaining in the classroom. - Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

Geveze kişi ya işinden kalır ya da yolundan
(Atasözü) Jabbering causes loss of time and money
Sona kalan dona kalır
(Atasözü) - Early bird catches the worm.- First come, first served
aşağı kalır yeri/yanı olmamak
to be at least as good (as)
dene kadar uygulamada kalır
(Politika, Siyaset) it shall apply fromto
dünya malı dünyada kalır
(Atasözü) You can't take it with you
horoz ölür, gözü çöplükte kalır
(Atasözü) One can never become reconciled to losing rank, wealth, or power
kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

He remains loyal to his principles. - O, prensiplerine sadık kalıyor.

He remains calm in the face of danger. - O, tehlike karşısında sakin kalır.

kelimeler yetersiz kalır
it baffles description
kelimeler yetersiz kalır
it beggars description
kusursuz dost arayan dostsuz kalır
(Atasözü) A person who looks for perfection in his friends ends up friendless
sel gider, kum kalır
(Atasözü) Don't get excited about those things that are here today and gone tomorrow; think instead of those things that you must contend with over a long period of time
sona kalan dona kalır
(Atasözü) A slowpoke gets left out in the cold./Slothful people lose out
üçten bir çıkarsa iki kalır
three minus one equals two
İngilizce - İngilizce

kalır teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

kal
Era
kal
Strife
Türkçe - Türkçe

kalır teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

KAL
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Söz
kal
Bir düşünceyi anlatabilmek için art arda söylenen kelime dizisi
kal
Koparma, sökme
kal
Söz, lakırtı, laf
kal
(Osmanlı Dönemi) bir şeyi kökünden çekip koparmak, azletmek
kal
çekirge
kal
Maden külçelerinin eritilip arındırılması
kal
Laf, söz
kal
Söz, lakırdı, laf
kal
Koparma, sökme, kökünden söküp atma
kal
Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
kal
Söz laf
kâl
(Osmanlı Dönemi) söz
İngilizce - Türkçe

kalır teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kalır