kızlar

listen to the pronunciation of kızlar
Türkçe - İngilizce
girls

The girls are as busy as bees. - Kızlar, arılar kadar meşguldür.

Ukrainian girls are the most beautiful girls in the world. - Ukraynalı kızlar, dünyanın en güzel kızlarıdır.

maidens
kız
girl

Betty is a pretty girl, isn't she? - Betty güzel bir kızdır, değil mi?

His girlfriend is Japanese. - Onun kız arkadaşı Japon.

kızlar ağası chief black eunuch
(in the sultan's harem)
kızlar birliği
sorority

She's a member of a sorority. - O bir kızlar birliği üyesidir.

kızlar grubu
bevy
kız
{i} bird

The girl released the birds from the cage. - Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.

The girl let the bird loose. - Kız kuşu serbest bıraktı.

kız
daughter

He was impatient to see his daughter. - Kızını görmek için çok sabırsızdı.

His daughter is eager to go with him anywhere. - Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.

erkekler ve kızlar
boys and girls
genç kızlar
teenage girls
güzel kızlar
beautiful girls
kız
judy

That girl whose hair is long is Judy. - Saçı uzun olan kız Judy.

That girl who has long hair is Judy. - Uzun saçlı o kız Judy'dir.

kız
skirt

Mary was the only girl wearing a skirt. - Mary etek giyen tek kızdı.

Do those girls wear white skirts? - O kızlar beyaz etek mi giyiyor?

kız
queen

There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter. - Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.

I've got a queen of hearts. - Benim bir kupa kızım var.

liseli kızlar
high-school girls
liseli kızlar
college girls
kız
resent

Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him. - Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.

I resent the way he treated me. - Onun bana davranma şekline kızıyorum.

kız
lass
kız
bridle up
kız
wench
kız
picture card
kız
virgin

I want to marry a virgin girl. - Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.

In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped. - Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.

kız
bridle at
kız
puss
abaza kızlar
horny girls/chicks
kız
gırl

He married a Canadian girl. - O, Kanadalı bir kızla evlendi.

I sometimes wonder if I am a girl. - Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.

kız
country girl
kız
girl's
kız
chick

I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs. - Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.

Dad uses fire to roast a chicken. - Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.

kız
female

That female student is American. - O kız öğrenci Amerikalıdır.

That teacher tends to be partial to female students. - Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.

kız
(iskambil) queen
kız
Miss

I'm beginning to miss my girlfriend. - Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.

In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet. - Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.

kız
maid

What's your wife's maiden name? - Karınızın kızlık soyadı nedir?

The maid gave up her job. - Hizmetçi kız, işinden ayrıldı.

kız
maiden

Mary's maiden name is Jackson. - Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.

What's your mother's maiden name? - Annenin kızlık soyadı nedir?

kız
virgin, maiden
kız
lassie
kız
chicken

I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs. - Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.

I like roast chicken. - Fırında kızartılmış tavuğu severim.

kız
babe
kız
playing cards queen
kız
bunny

Tom gave his daughter a stuffed bunny. - Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.

Mary wore bunny slippers. - Mary kız terlikleri giydi.

kız
gal
kız
girl; daughter, girl; queen; virgin, maiden
kız
jenny
kız
colleen
kız
sheila
kız
jill

Jill is the only girl in our club. - Jill Kulübümüzde tek kız.

kız
demoiselle
yaşlı kızlar gibi
spinsterly
yaşlı kızlar gibi
spinsterish
Türkçe - Türkçe
Yavuz Sultan Selim'in kayıp hazinesinin bulunduğu Adana ilindeki kale
kızlar ağası
Osmanlı sarayındaki harem ağalarının başı
Kız
bint
kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından seslenilirken kullanılır
kız
Dişi
kız
Dişi çocuk
kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü: "Sesleri işitiyor musun, kızım?"- F. R. Atay. İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
Dişi çocuk: "Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize'nin küçük kızını hatırladı."- H. E. Adıvar
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire: "Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim."- B. R. Eyuboğlu
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire