English - Turkish
Definition of someone who saves something from danger or violence in English Turkish dictionary
- rescuer
- {i} kurtarıcı
Bir Belçika mezarlığındaki korkunç helikopter kazası, kurtarıcılar şimdiden 500'den fazla ceset çıkardılar.
-Horrible helicopter accident in a Belgian cemetery, the rescuers have already salvaged more than 500 corpses.
Kurtarıcılar gelmeden önce o öldü.
-He died before the rescuers arrived.
- rescuer
- {i} cankurtaran
- recoverer
- düzeltici
- saver
- para biriktiren kimse
- saver
- korucuyu
- saver
- koruyucu
Favori ekran koruyucun nedir?
-What's your favorite screen saver?
Tom sadece ekran koruyucuya bakarak bilgisayarının önünde oturdu.
-Tom sat in front of his computer just staring at the screen saver.
- recoverer
- toparlayıcı
- saver
- {i} tasarruf sahibi
- saver
- {i} kurtarıcı
- saver
- {i} birikimci
- saver
- {i} kurtaran
- saver
- tasarrufçu/kurtarıcı
- saver
- {i} kazandırıcı
Related Terms
someone who saves something from danger or violence
Hyphenation
some·one who saves some·thing from dan·ger or vi·o·lenceTurkish pronunciation
sʌmwʌn hu seyvz sʌmthîng fırm deyncır ır vayılınsPronunciation
/ˈsəmˌwən ˈho͞o ˈsāvz ˈsəmᴛʜəɴɢ fərm ˈdānʤər ər ˈvīələns/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː ˈseɪvz ˈsʌmθɪŋ fɜrm ˈdeɪnʤɜr ɜr ˈvaɪələns/
Resimler
Favorites