etrafında

listen to the pronunciation of etrafında
Turkish - English
around

Don't run around in the room. - Odanın etrafında koşma.

The satellite is in orbit around the moon. - Uydu, ay etrafında yörüngede.

about

It takes the Sun about 230 million years to make one complete orbit around the Milky Way. - Güneşin Samanyolu etrafında tam bir tur atması yaklaşık 230 milyon yıl alır.

She gathered her children about her. - Çocuklarını etrafında topladı.

round

The next morning the White Duck wandered round the pond, looking for her little ones; she called and she searched, but could find no trace of them. - Ertesi sabah Beyaz Ördek, yavrularını arayarak göletin etrafında dolandı durdu; isimleriyle seslendi, aradı taradı ama onlara dair hiçbir ize rastlayamadı.

Tom glanced round the room. - Tom odanın etrafında göz gezdirdi.

around, round
peri
etrafında dönmek
revolve
etrafında around: Evin etrafında bir bahçe var
There is a garden around the house. Ateşin etrafında dönüyorlar. They are circling around the fire
etrafında dolaşmak
stick around
etrafında dolaşmak
go around
etrafında dolaşmak
go round
etrafında dönmek
round
etrafında dönmek
circuit
etrafında dört dönme
dance in attandance
etrafında dört dönmek
to hover around, pay great attention to
etrafında dört dönmek
to hover around
etrafında dört dönmek
dance attandance on smb
etrafında gezinmek
hover
etraf
{i} environment
etraf
entourage
etraf
vicinity
etraf
enviroment
eksen etrafında dönmek
wheel
etraf
(Tıp) extremity
etraf
environ
etraf
quarter
kutup etrafında olan
circumpolar
etraf
purlieus
etraf
{i} environs
etraf
{i} ambit
atın bir merkez etrafında yan gitmesi
volt
eksen etrafında dönmek
pivot
etraf
neigbourhood
etraf
circle

We sat around the fire in a circle. - Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.

Tom circled the block looking for a place to park. - Tom blokun etrafını dolaştı ve park etmek için bir yer buldu.

etraf
surroundings
etraf
associates, friends
etraf
vicinage
etraf
surroundings, environment; sides
etraf
sides; surroundings, area around or near
etraf
adjacencies
etraf
surround

We've got the house surrounded. - Evin etrafını çevirttik.

Brown saw that he was surrounded. - Brown etrafının çevrildiğini gördü.

gezegenin güneş etrafında dönmesi
revolution
kendi etrafında dönmek
whirl about
kendi etrafında dönmek
whirl round
mil etrafında döndürmek
traverse
Turkish - Turkish

Definition of etrafında in Turkish Turkish dictionary

ETRAF
(Osmanlı Dönemi) (Taraf. C.) Taraflar, yanlar, canibler, yönler, uçlar, kıyılar
etraf
Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit
etraf
Çevre
etraf
Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit: "Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte."- S. Ayverdi
etraf
Yanlar, taraflar: "Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler."- P. Safa. Çevre: "Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı."- A. Gündüz
etraf
Yanlar, taraflar
etrafında
Favorites