as compared to

listen to the pronunciation of as compared to
English - Turkish
nazaran
le karşılaştırılırsa
ile karşılaştırılırsa
-le karşılaştırılırsa
as to
ile ilgili olarak
over
yukarıda

Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu. - Tom heard a helicopter overhead.

Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner. - The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.

as to
e gelince
as to
-e gelince
over
-in (her) tarafında
as to
e dair
as to
hakkında

Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım. - I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.

Hangi fakülteyi seçeceği hakkında şaşırmıştı. - He was at a loss as to which faculty to choose.

as to
konusunda

O, para konusunda bir şey söylemedi. - He said nothing as to money.

Kimin lider olması gerektiği konusunda bir soru ortaya çıktı. - A question arose as to who should be the leader.

as to
-e dair
as to
hakkında ise
over
süresince
over
-den çok
over
aşağıya

Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi. - Tom pulled his cap down over his eyes.

as to
-e göre
over
-in üzerine
over
karşıya
over
bitmiş

Her şey bitmiş sayılmaz. - It ain't over till it's over.

Henüz her şey bitmiş sayılmaz. - It ain't over till the fat lady sings.

over
üzerine

Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar. - The quick brown fox jumps over the lazy dog.

Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı. - Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.

over
öbür tarafa
As compared
karşılaştıkça
as to
ise
as to
gelince

Final notuna gelince, bu senin final sınavına bağlı. - As to your final grade, that depends on your final examination.

Kimin kazandığına gelince bir karışıklık var. - There is some confusion as to who won.

over
{e} çok

Sevdiğin birinin kaybına çok uzun süre ağlama. - Don't mourn over the loss of your loved one too long.

Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar. - A lot of people want peace all over the world.

over
tersine

Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır. - Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.

over
üstüne, üzerine; üstünde, üzerinde; üstünden, üzerinden
over
baştan başa

Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor. - Tom is reading over the contract right now.

over
aşırı,-in üstünde
over
geçkin

300'ü geçkin insan tutuklandı. - Over 300 people were arrested.

over
altını üstüne
over
(Askeri) İLERİDE !: Gözcü tarafından, patlamaların gözetleme hattına göre hedefin ötesinde olduğunu belirtmek için yapılan bildirim. Bak. " short"
over
bütün karşıdan karşıya
English - English
{e} than
over

Sales are down this quarter over last.

as to
according to; in a manner conforming or corresponding to; in proportion

Sort them as to size and color.

as to
With reference or regard to

As to your earlier question, I don't think I know the answer.

as to
as for, with regards to, concerning
as compared to

    Hyphenation

    as com·pared to

    Turkish pronunciation

    äz kımperd tı

    Pronunciation

    /ˈaz kəmˈperd tə/ /ˈæz kəmˈpɛrd tə/

    Videos

    ... is enormous compared to the number of elderly.  So there are many more workers to support ...
    ... more compared to their monthly number of people that visit ...
Favorites