disposed; inclined; used with an adv

listen to the pronunciation of disposed; inclined; used with an adv
İngilizce - Türkçe

disposed; inclined; used with an adv teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

given
göz önünde tutulursa
given
{s} verilmiş

Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir. - Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.

Sadece verilmiş 30 dakikada, soruların hepsini cevaplayamazdık. - Given only thirty minutes, we couldn't answer all the questions.

given
given name küçük isim
given
verili

Öğle yemeğini yemesi için Tom'a sadece on beş dakika veriliyor. - Tom is only given fifteen minutes to eat his lunch.

Bu yıl yine amatör müzisyenler tarafından birçok konser veriliyor. - Again this year a lot of concerts are being given by amateur musicians.

given
ortada olduğuna göre
given
{f} ver

Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi. - Food and blankets were given to the refugees.

Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler. - Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.

given
eğilimli
given
bakılırsa
given
Belirli

İnsanlar malların belirli bir öğesini ne kadar çok alırsa, onun fiyatı o kadar yüksek olur. - The more people buy a given item of merchandise, the higher its price.

given
(sıfat) verilmiş, belirlenmiş, belli, bilinen, doğuştan olan, tarihli ve onaylı
given
ilk bilgi
given
{s} belli
given
f., bak. give. s. belirli, muayyen. i. veri
given
birinci isim
given
imza ve tarihi atılmış
given
{s} bilinen
given
veri

Yukarıda verilen örneğe bak. - See the example given above.

Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi. - Food and blankets were given to the refugees.

given
{s} tarihli ve onaylı
given
{s} belirlenmiş
İngilizce - İngilizce
given