O, Kanadalı bir kızla evlendi.
- He married a Canadian girl.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Bu kız bir kadın oldu.
- This girl has become a woman.
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
- The little girl grew into a beautiful woman.
Bu gece kardeşimin sevgilisiyle buluşacağım.
- I'm going to meet my brother's girlfriend tonight.
Sevgilisi de oradaydı.
- His girlfriend was there, too.
Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?
- How can you be sure your girlfriend isn't faking her orgasms?
Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.
- Tom and his girlfriend are in the same class.