sevgili

listen to the pronunciation of sevgili
Türkisch - Englisch
darling

Are you tired, darling? - Yorgun musun, sevgilim?

I call my sweetheart darling. - Ben canım sevgilimi ararım.

beloved

His wife died leaving behind their two beloved children. - Karısı iki sevgili çocuğunu arkasında bırakarak öldü.

Every beloved object is the center point of a paradise. - Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.

dear

I love you, dear sister. - Sevgili kız kardeşim, seni seviyorum.

I was aided by a dear friend. - Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.

sweetheart

I call my sweetheart darling. - Ben canım sevgilimi ararım.

We were high school sweethearts. - Biz lise sevgilileriydik.

lover

Her lover is a spy working for the British government. - Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.

The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them. - Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.

girlfriend

Mary thinks that she's Tom's girlfriend, but for Tom, she's just a friend. - Mary Tom'un sevgilisi olduğunu düşünüyor ama Tom için o sadece bir arkadaş.

I'm going to meet my brother's girlfriend tonight. - Bu gece kardeşimin sevgilisiyle buluşacağım.

pet

You're the teacher's pet. - Sen öğretmenin sevgilisisin.

boyfriend

Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play. - Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.

Her boyfriend is in trouble with the law. - Sevgilisinin yasa ile başı dertte.

significant other

My significant other works at a language school and loves it very much. - Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.

truelove
precious
lass
sweetie
sweet

I married my high school sweetheart. - Lise sevgilimle evlendim.

Tom is such a sweetheart. - Tom böyle bir sevgili.

queen
lady

I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective. - Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.

(Argo) mellow
cuddly
dulcinea
well-beloved
pigsney
love

Mary didn't have the money to buy Tom anything for Valentine's Day, so she just told him I love you! - Mary'nin sevgililer günü için Tom'a bir şey almaya parası yoktu bu yüzden ona sadece seni seviyorum! dedi.

Her lover is a spy working for the British government. - Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.

girl

His girlfriend was there, too. - Sevgilisi de oradaydı.

Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play. - Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.

well beloved
doxy
beau

Translations are like lovers- the beautiful ones are never faithful, and the faithful ones are never beautiful. - Çeviriler sevgililer gibidir.Güzel olanlar sadık değildir ve sadık olanlar güzel değildir.

inamorato
favorite
paramour
fancy man
steady
Dear ..., (used as the salutation of a friendly letter)
duckie
duck
fellow
Jill
gill
(one's) beloved, sweetheart
beloved, dear, darling
ducky
feller
ladylove
lover, darling, sweetheart, love; girlfriend, girl; boyfriend; dear, beloved
sweety
loved

Wish all my friends and loved one Happy New Year. - Bütün arkadaşlarıma ve sevgilime Mutlu Yıllar diliyorum.

favourite [Brit.]
deary
dearie
dove
inamorata
flame
concubine
gallant
lovely

And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way. - Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.

valentine

Tom asked Mary if she was free on Valentine's Day. - Tom Mary'ye Sevgililer Günü'nde boş olup olmadığını sordu.

I wish it was Valentine's Day! - Keşke sevgililer günü olsa!

dearling
my beloved
girlfriends
true love
favourite
dearest

They are our dearest friends. - Onlar bizim en sevgili arkadaşlarımız.

moll
leman
sevgili arkadaşım
dear friend
sevgili günlük
dear dairy
sevgili günlük
dear diary
sevgili edinmek
take lover
sevgili olarak
darlingly
sevgili olarak
fellowly
sevgili olmak
be lover
sevgili olmak
become lover
sevgililer
sweet hearts
eski sevgili
old flame
uzatmalı sevgili
steady
yaşlı ve zengin sevgili
sugar daddy
zina davasına çıkan sevgili
co respondent
Türkisch - Türkisch
Sevgi ve bağlılık duyulan: "Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol / Ey hak, yaşa; ey sevgili millet, yaşa var ol."- T. Fikret
Sevgi ve bağlılık duyulan
Sevilen ve âşık olunan kimse, dost, yâr
emre
yavuklu
manita
efuli
mühür gözlü
canan
can gözdesi
dava
servi boylu
Sevgililer
(Osmanlı Dönemi) ASNIM
uzatmalı sevgili
Evlenmeğe karar veremeyip çok uzun süre sevgili olarak kalan (kimse)
sevgili
Favoriten