only just

listen to the pronunciation of only just
Englisch - Türkisch
az önce

Daha az önce başladım. - I have only just begun.

Sadece az önce geldim. - I have only just arrived.

zorla
azıcık
yeni

Leyla'nın kabusu daha yeni başlıyordu. - Layla's nightmare was only just beginning.

Sadece yeni başladım. - I've only just begun.

binbir zahmetle
neredeyse hiç
recently
son dönemlerde

Tom son dönemlerde şişmanladı. - Tom has put on weight recently.

recently
son zamanlarda

Son zamanlarda tembelleştim. - I've been sluggish recently.

Son zamanlarda, o çok fazla içki içiyor. - Recently, he's been drinking too much.

recently
yeni

Kısa süre önce yeni kız arkadaşını annesine tanıttı. - He just recently introduced his new girlfriend to his mother.

Geçenlerde yeni bir daireye taşındım. - Recently, I moved to a new apartment.

recently
yakın geçmişte
recently
geçenlerde

Geçenlerde bir araba kazası geçirdim. - I was recently in an automobile accident.

Geçenlerde Tom'a kanser olduğu söylendi. - Tom was told he had cancer just recently.

recently
son günlerde

Tom son günlerde benim için biraz iş yaptı. - Tom did some work for me recently.

Son günlerde Fransa'dan döndü. - He has recently returned from France.

recently
yakınlarda

Yakınlarda Tom'la konuştun mu? - Have you talked to Tom recently?

Tom yakınlarda seninle konuştu mu? - Has Tom talked to you recently?

recently
bu günlerde
recently
yakın zamanda

Yakın zamanda Bay Smith ile görüşmedim. - I haven't been in contact with Mr. Smith recently.

Onun yakın zamanda yayımlanan öykü koleksiyonu Esperanto'da post modern eserlerin meraklılarını heyecanlandırıyor. - Her recently-released short story collection thrills enthusiasts of postmodern works in Esperanto.

recently
bu yakında
recently
bu aralar

Bu aralar IT sertifikasyonlarına çalışmak için epey zaman harcıyorum. - I've been spending a lot of time studying for IT certifications recently.

recently
şu aralar
recently
yakında
recently
şu sıralar

Şu sıralar bu problemi tartıştık. - We have recently discussed this problem.

Şu sıralar BT sertifikasyonlarına çalışmaya çok vakit harcıyorum. - I've been spending a lot of time studying for IT certifications recently.

be only just
yerinde olmak
be only just
tam yerinde olmak
it was only just
tam yerindeydi
Englisch - Englisch
recently

I've only just cleaned the floor, and you've made muddy tracks!.

with a small margin

I got 51%, so only just passed the exam.

barely, with difficulty
only just

    Silbentrennung

    on·ly just

    Türkische aussprache

    ōnli cîst

    Aussprache

    /ˈōnlē ʤəst/ /ˈoʊnliː ʤɪst/

    Etymologie

    [ 'On-lE ] (adjective.) before 12th century. Middle English, from Old English AnlIc, from An one; more at ONE.
Favoriten