O,o kediye bakmak için istekliydi.
- He was willing to care for that cat.
Ona bakmak için para gönderdi.
- He sent money to help care for her.
Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
- Women didn't care for him.
Sporlardan hoşlanmam.
- I don't care for sports.
Yolu geçerken dikkat etmelisin.
- You must take care when you cross the road.
Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
- If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
Kış havasında araba kullanırken önemli ölçüde özen, tavsiye olunur.
- Considerable care is advised when driving in winter weather.
Her zaman çocuklarına özen gösterir.
- She always takes care of her children.
Bakım onun görünüşünü on yaş büyük yaptı.
- Care has made her look ten years older.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Beni sorunla ilgilenmek için tuttular.
- I've been hired to take care of the problem.
İlgilenmek için kendi sorunlarım var.
- I've got my own problems to take care of.
Tom mutlu ve kaygısızdı.
- Tom was happy and carefree.
Genç kız kaygısızca kahkaha attı.
- The young girl laughed carelessly.
O, yaşlı annesiyle ilgilenir.
- She takes care of her old mother.
İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
- A good workman always takes care of his tools.
Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.
- Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
Çiçeklerle fazla ilgilenmem.
- I don't care for flowers very much.
Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum.
- I wonder if Tom and I can take care of ourselves.
Merak etmeyin. Onunla ilgileneceğim.
- Don't worry. I'll take care of that.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
O, hasta annesi için endişe ediyor.
- She cares for her sick mother.
Onun tasasız bir hayatı vardır.
- Her life is free from care.
Onlar sağlık hizmetleri için bir yasa tasarısı hazırladılar.
- They've written a bill for health care.
I cared for my ailing mother for five years.
Still, while most Japanese may not care for the meat, many object to calls to stop whaling.
Young children can learn to care for a pet.
Would you care to dance?.
Care should be taken when holding babies.
I don't care what you think.
dental care.
in care.
Than Feraunte his cosyn had grete care and cryed full lowde .
I don't have a care in the world.
... you're going to manage your care for your poor in the way you think best. ...
... that time. The federal government taking over health care for the entire nation and whisking ...