başlayan

listen to the pronunciation of başlayan
Türkçe - İngilizce
inceptive
entrant
starting in
inception
(Tıp) incipient
başlayan kimse
starter
başla
begin

Let's go back before it begins to rain. - Yağmur başlamadan önce geri dönelim.

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop. - Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

başla
began

Next month it'll be five years since he began playing the violin. - Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.

You began to learn Esperanto. - Esperanto öğrenmeye başladınız.

başla
(Bilgisayar) run

Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking. - Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.

The dog began to run. - Köpek koşmaya başladı.

başla
{f} beginning

The beginning is the most important part of the work. - Başlangıç işin en önemli kısmıdır.

At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning. - O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.

başla
log on
başla
begun

The French and Indian War had begun. - Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.

My memory of her has begun to recede. - Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

We got up early and set about cleaning our house. - Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.

She had no idea how to set about her work. - İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

It's time to get down to business. - İşe başlamanın zamanıdır.

It's time to work now. Let's get down to business. - Şimdi çalışma vakti. İşe başlayalım.

başla
commence

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

Commencement is typically the first or second Saturday in April. - Başlangıç genellikle nisan ayının birinci ya da ikinci cumartesisidir.

başla
start off

Let's start off on the same page. - Aynı sayfada başlayalım.

There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day. - Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.

başla
went about
başla
got down to
-den başlayan
starting from
başla
log#on
ile başlayan
starts with
aynı satırdan başlayan
run on
istemsiz kas hareketleriyle başlayan bir hastalık
chorea
oluşmaya başlayan
nascent
oyuna başlayan taraf
(iskambil) pone
yeni başlayan
beginner

This textbook is designed for beginners. - Bu ders kitabı yeni başlayanlar için dizayn edilmiştir.

This book is written in such easy English as beginners can understand. - Bu kitap yeni başlayanların anlaması için çok kolay İngilizce ile yazılmış.

yeni başlayan
inchoative
yeni başlayan
incoming
yeni başlayan kimse
intrant
yürümeye başlayan çocuk
toddler

The toddler wobbled when he first stood up. - Yürümeye başlayan çocuk ilk ayağa kalktığında yalpaladı.

Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) MÜBDİ
başlayan