sevgilim

listen to the pronunciation of sevgilim
التركية - الإنجليزية
sweetheart

I call my sweetheart darling. - Ben canım sevgilimi ararım.

I married my high school sweetheart. - Lise sevgilimle evlendim.

honey

Are you sleepy, honey? - Uykulu musun, sevgilim?

Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day? - Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?

darling

I call my sweetheart darling. - Ben canım sevgilimi ararım.

Do you want some breakfast, darling? - Biraz kahvaltı ister misin, sevgilim?

dearling
darling, honey
sweety
my precious
my sweetheart
sweetie
sevgili
darling

I call my sweetheart darling. - Ben canım sevgilimi ararım.

Are you tired, darling? - Yorgun musun, sevgilim?

sevgili
{i} beloved

Every beloved object is the center point of a paradise. - Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.

His wife died leaving behind their two beloved children. - Karısı iki sevgili çocuğunu arkasında bırakarak öldü.

sevgili
{i} dear

My dear, maybe you are hiding something from me! - Sevgilim, belki benden bir şey saklıyorsun.

I love you, dear sister. - Sevgili kız kardeşim, seni seviyorum.

seni seviyorum sevgilim
i love you my darling
sevgili
{i} love

Her lover is a spy working for the British government. - Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.

I love you, dear sister. - Sevgili kız kardeşim, seni seviyorum.

sevgili
sweetheart

I married my high school sweetheart. - Lise sevgilimle evlendim.

We were high school sweethearts. - Biz lise sevgilileriydik.

sevgili
sweety
sevgili
lover

My lover doesn't love me. - Sevgilim beni sevmiyor.

I can think of him as a very good friend, but I can't think of him as a lover. - Onu çok iyi bir arkadaş olarak düşünebilirim fakat onu bir sevgili olarak düşünemem.

sevgili
girlfriend

Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg. - Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.

Mary thinks that she's Tom's girlfriend, but for Tom, she's just a friend. - Mary Tom'un sevgilisi olduğunu düşünüyor ama Tom için o sadece bir arkadaş.

sevgili
{i} deary
sevgili
{s} loved

Wish all my friends and loved one Happy New Year. - Bütün arkadaşlarıma ve sevgilime Mutlu Yıllar diliyorum.

sevgili
precious
sevgili
pet

You're the teacher's pet. - Sen öğretmenin sevgilisisin.

sevgili
lovely

And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way. - Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.

sevgili
boyfriend

I'm angry with my boyfriend for forgetting about Valentine's Day. - Sevgililer Gününü unuttuğu için erkek arkadaşıma kızgınım.

Her boyfriend is in trouble with the law. - Sevgilisinin yasa ile başı dertte.

sevgili
significant other

My significant other works at a language school and loves it very much. - Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.

sevgili
truelove
sevgili
lass
sevgili
sweetie
sevgili
sweet

Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary. - Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.

Tom is such a sweetheart. - Tom böyle bir sevgili.

sevgili
queen
sevgili
lady

I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective. - Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.

sevgili
(Argo) mellow
sevgili
cuddly
sevgili
dulcinea
sevgili
well-beloved
sevgili
pigsney
sevgili
girl

Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg. - Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.

His girlfriend was there, too. - Sevgilisi de oradaydı.

sevgili
steady
sevgili
valentine

I can't wait for Valentine's Day! - Sevgililer günü için sabırsızlanıyorum!

Tom and Mary are talking about what they'll do on Valentine's Day. - Tom ve Mary Sevgililer Günü'nde ne yapacakları hakkında konuşuyor.

sevgili
ladylove
sevgili
ducky
sevgili
dearling
sevgili
my beloved
sevgili
girlfriends
eski sevgilim
an old flame of mine
sevgili
well beloved
sevgili
doxy
sevgili
beau

Translations are like lovers- the beautiful ones are never faithful, and the faithful ones are never beautiful. - Çeviriler sevgililer gibidir.Güzel olanlar sadık değildir ve sadık olanlar güzel değildir.

sevgili
inamorato
sevgili
favorite
sevgili
paramour
sevgili
fancy man
sevgili
Dear ..., (used as the salutation of a friendly letter)
sevgili
duckie
sevgili
duck
sevgili
fellow
sevgili
Jill
sevgili
gill
sevgili
(one's) beloved, sweetheart
sevgili
beloved, dear, darling
sevgili
feller
sevgili
lover, darling, sweetheart, love; girlfriend, girl; boyfriend; dear, beloved
sevgili
favourite [Brit.]
sevgili
dearie
sevgili
dove
sevgili
inamorata
sevgili
flame
sevgili
concubine
sevgili
gallant
sevgili
true love
sevgili
favourite
sevgili
dearest

They are our dearest friends. - Onlar bizim en sevgili arkadaşlarımız.

sevgili
moll
sevgili
leman
التركية - التركية
sevdiceğim
Sevgili
emre
Sevgili
yavuklu
Sevgili
manita
Sevgili
efuli
Sevgili
mühür gözlü
Sevgili
canan
Sevgili
can gözdesi
Sevgili
dava
Sevgili
servi boylu
sevgili
Sevgi ve bağlılık duyulan: "Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol / Ey hak, yaşa; ey sevgili millet, yaşa var ol."- T. Fikret
sevgili
Sevgi ve bağlılık duyulan
sevgili
Sevilen ve âşık olunan kimse, dost, yâr
sevgilim
المفضلات