a particular thing

listen to the pronunciation of a particular thing
الإنجليزية - التركية

تعريف a particular thing في الإنجليزية التركية القاموس.

particular
dikkate değer
particular
tam
particular
-e özgü
particular
özel

Tom'un onu yapmak için özel bir nedeni yoktu. - Tom did it for no particular reason.

Ben özellikle bu canlı portreden memnunum. - I am pleased with this vivid portrait in particular.

particular
tek
particular
özgü

Bu bitki Madeira adasına özgüdür. - This plant is particular to the island of Madeira.

particular
mahsus
particular
belirli

Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır. - Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.

Tom'un bu belirli iş için doğru kişi olduğunu sanmıyorum. - I don't think Tom is the right person for this particular job.

a thing
bir şey
particular
{s} müşkülpesent

Tom yedikleri hakkında çok müşkülpesenttir. - Tom is very particular about what he eats.

Yemeği hakkında çok müşkülpesenttir. - She is very particular about her food.

particular
{s} özel, -e özgü: his particular style onun üslubu
particular
{s} detaylı
particular
tafsi
particular
{s} özel, değışik, farklı
particular
dikkate değer,özellik
particular
{i} nokta

Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı. - The teacher particularly emphasized that point.

particular
{s} ayrıntılı
الإنجليزية - الإنجليزية
particular
a particular thing

    الواصلة

    a par·ti·cu·lar thing

    التركية النطق

    ı pırtîkyılır thîng

    النطق

    /ə pərˈtəkyələr ˈᴛʜəɴɢ/ /ə pɜrˈtɪkjəlɜr ˈθɪŋ/

    فيديوهات

    ... curious about this one particular thing. ...
    ... I'm asking for a particular thing I'm searching for. ...
المفضلات