mahsus

listen to the pronunciation of mahsus
التركية - الإنجليزية
on purpose

You're doing it on purpose! - Bunu mahsus yapıyorsun!

as a joke, jokingly, in jest
peculiar to, proper to; reserved for; intentionally, purposely, on purpose; just for fun, for fun, in jest
wilfully
purposely
intentionally
peculiar to, special to, unique to
especially, particularly
intentionally, deliberately, on purpose
intentional
reserved for, set aside for, for
by design
just for fun
(Kanun) ad hoc
proper to
deliberately
express
peculiar
particular
purpose

You're doing it on purpose! - Bunu mahsus yapıyorsun!

deliberate
purposefully
intention
studied
kendine mahsus
unique
şaka olarak, şaka diye, mahsus
in jest, I jest, off
umuma açık/mahsus open
to the public, open to all
zata mahsus
private, personal
التركية - التركية
Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır: "Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir
Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz."- N. Kemal. Özel: "Kayseri'nin sayın valisine mahsus selam ederim."- B. R. Eyuboğlu. Özel olarak, bilhassa
Bize de böyle bir şeyler lazım..."- H. R. Gürpınar
Özgü: "Her sanata mahsus aletler vardır
(Osmanlı Dönemi) Aşikâr, belli, zâhir, meydanda
(Osmanlı Dönemi) Duyulmuş. Hissedilmiş. Derk olunmuş. Duyulan
Duyulan, anlaşılan, hissedilen
Bilerek, isteyerek: "... kapıyı mahsus açık bırakmıştı."- A. İlhan. Şaka olarak, şakadan
Belli, ortada, aşikâr
Özgü
(Osmanlı Dönemi) ayrılmış, tâyin edilmiş yalnız birine ait olan, hususileşmiş
Özel olarak, bilhassa
Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır
Özel
Şaka olarak, şakadan
Bilerek, isteyerek
abdi mahsus
(Osmanlı Dönemi) seçilmiş kul olan Hz. Muhammed (a.s.m.)
kendine mahsus
Kendine özgü
zata mahsus
Kişiye özel
mahsus
المفضلات