özelleştir

listen to the pronunciation of özelleştir
التركية - الإنجليزية
customize
denationalize
özel
{s} exclusive

The privilege is reserved exclusively for women. - Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır.

We have exclusive rights to Tom's invention. - Tom'un buluşu için özel haklara sahibiz.

özel
specific

I wish I could be more specific. - Keşke daha özel olabilsem.

When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs. - Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.

özel
{s} special

The television show was interrupted by a special news report. - Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.

Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection. - Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.

özel
personal

This is Tom Jackson, my personal assistant. - Bu Tom Jackson, benim özel asistanım.

I don't know much about Tom's personal life. - Tom'un özel hayatı hakkında çok şey bilmiyorum.

özel
especial

It is especially hot today. - Hava bugün özellikle çok sıcak.

Dachshund sausages first became popular in New York, especially at baseball games. - Dachshund sosisleri ilk olarak New York'ta popüler oldu, özellikle beyzbol oyunlarında.

özel
particular

I don't think Tom is particularly handsome. - Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum.

I am pleased with this vivid portrait in particular. - Ben özellikle bu canlı portreden memnunum.

özel
confidential
özel
private

Hackers find new ways of infiltrating private or public networks. - Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.

My boss called me down for making private calls on the office phone. - Patronum ofis telefonundan özel görüşme yaptığım için beni azarladı.

özel
special; exceptional
özel
{s} individual
özel
{s} extraordinary
özel
{s} sole
oyunu özelleştir
(Bilgisayar) customize game
özel
(Bilgisayar) custome
özel
airs
özel
one-off
özel
magnify
özel
(Latin) ad hominem
özel
teteatete
özel
special risk
özel
privacy

Please respect my privacy. - Lütfen özel yaşamıma saygı gösterin.

özel
esoterical
özel
dedicated

The dedicated bike zone is most often at the rear of the train. - Özel bisiklet bölgesi çoğunlukla trenin arkasındadır.

Tom is a very dedicated student. - Tom çok özel bir öğrenci.

özel
{s} proper

You are not allowed here. This is private property. - Buraya giremezsin. Bu özel bir mülkiyet.

It's a very large property. - Bu çok büyük bir özellik.

özel
distinctive

Japan has many distinctive traits. - Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır.

The Japanese language has many distinctive characteristics. - Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.

özel
peculiar

Each language has its peculiarities. - Her dilin özellikleri vardır.

özel
magistral
özel
protected
özel
specific of
özel
specific to
özel
private; personal; special; particular; specific; distinctive
özel
very

Laura is very particular about her clothes. - Laura elbiseleri hakkında çok özel.

You handled that particular situation very well. - O özel durumun çok iyi şekilde üstesinden geldin.

özel
state

The private colleges and universities of the United States are autonomous. - ABD'nin özel kolejleri ve üniversiteleri özerktir.

özel
intimate
özel
(Askeri) senior officer present afloat (USN) - mevcut kıdemli subay (denizde) SO-peculiar special operations-peculiar - özel harekat
özel
custom , private , special
özel
proprietary
özel
ad hoc
özel
privy
özel
self

Generosity is an important trait in today's selfish society. - Cömertlik bugünün bencil toplumunda önemli bir özelliktir.

özel
closet
özel
express

We would like to eat. Could you serve us expressly? We need to be on our way before half past one. - Yemek yemek istiyoruz. Özellikle bize hizmet eder misiniz? bir buçuktan önce yolda olmalıyız.

As my watch was slow, I missed the special express. - Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.

özel
esoteric
özel
custom, private, special
özel
teteàtete
التركية - التركية

تعريف özelleştir في التركية التركية القاموس.

Özel
hususi
Özel
mahsus
özel
Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan
özel
Dikkatle değer, istisnai
özel
Devlete değil, kişiye ait olan, hususi, resmî karşıtı
özel
Bir kişiyi ilgilendiren veya kişiye ait olan, hususi, zati: "Özel bir diyeceği varmış gibi koluma girdi sokakta."- N. Cumalı
özel
Bir kişiyi ilgilendiren veya kişiye ait olan, hususî, zatî
özel
Her zaman görülenden, olağandan farklı
özel
Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan: "Kendisini özel olarak görmek istediğini söyledi."- F. R. Atay
özelleştir
المفضلات