Oğlum henüz doğru olarak toplama yapamıyor.
- My boy can't do addition properly yet.
Toplamayı severim ama çıkarmayı değil.
- I like addition but not subtraction.
Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
- Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
Komite eklemeyi onayladı.
- The committee approved the addition.
Ekleme ve çıkarmalar hemen gösterilmiyor.
- Additions and deletions are not shown immediately.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
Ayrıca, bir profesörle görüşmeliyim.
- In addition, I have to interview a professor.
O mükemmel bir piyano çalıcı. Ayrıca, iyi bir şarkıcı ve iyi bir dansçı.
- He is an excellent piano player. In addition, he is a good singer and a very good dancer.
Bu pul, benim koleksiyonum için iyi bir katkı olacak.
- This stamp will be a good addition to my collection.
İngilizceye ek olarak Fransızca eğitimi de alıyorum.
- I study French in addition to English.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
İngilizcenin yanı sıra, Almanca da konuşur.
- In addition to English, he speaks German.
İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı.
- In addition to being a doctor, he was a very famous novelist.
İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım.
- I had to pay 5 dollars in addition.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
İngilizceye ek olarak Almanca eğitimi yapmak istiyorum.
- I want to study German in addition to English.
Diğer endişelerime ek olarak, bu olmak zorunda.
- In addition to my other worries, this has to happen.
Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.
- In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.
Buna ek olarak bir şeye ihtiyacın var mı?
- Do you need anything in addition?
Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor.
- In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.
The addition of five more items to the agenda will make the meeting unbearably long.
... In addition to that, they have sensors. ...
... then in addition to some tough spending cuts, we've also got to make sure that the wealthy ...