O, uçurumun kenarında durdu.
- He stood on the edge of the cliff.
Tom arabasını bir uçurumdan sürdü.
- Tom drove his car off a cliff.
Dikey kayalıklardan uzak durun! o bağırdı.
- Keep away from the vertical cliff! she shouted.
Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.
- I want to dive off the cliff.
Trajedi zihnimde bir yara izi bıraktı.
- The tragedy left a scar on my mind.
Eski ev bir falez üzerinde bulunuyor.
- The old house stands on a cliff.
Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?
- Have you ever shown your scar to someone?
Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.
- The scar on his cheek hardly shows now.