Arkadaşlarını karşılamak için kapıya gitti.
- She went to the door to welcome her friends.
Her ne zaman o çayevine gitsem, patron beni karşılamak için dışarıya gelir.
- Whenever I walk by that teahouse, the boss always comes out to welcome me.
Kalabalıki ailem bana sıcak bir karşılama yaptı.
- My host family gave me a hearty welcome.
Sıcak bir karşılamayla ağırlandık.
- We received a warm welcome.
Aday desteğimizi hoş karşılamadı.
- The candidate did not welcome our support.
Sıcak karşılaman için teşekkürler.
- Thanks for your warm welcome!
Yapıcı eleştiri her zaman sıcak karşılamadır.
- Constructive criticism is always welcome.
Merhaba! Akvaryumuma hoş geldiniz!
- Hello! Welcome to my aquarium!
San Fransisko'ya hoş geldiniz.
- Welcome to San Francisco.
Onun için bir hoş geldin partisi düzenledik.
- We had a welcome party for her.
Makineye hoş geldiniz.
- Welcome to the machine.
Benimle Boston'a gelmekte serbestsin.
- You're welcome to come with me to Boston.
Bostonlu arkadaşların da istenilenden daha çok bu gece partime gelecekler.
- Your friends from Boston are more than welcome to come to my party tonight, too.
Şirket, ürünlerini kullanan tüketicilerin geri bildirimlerini memnuniyetle karşılıyor.
- The company welcomes feedback from consumers who use their products.
Birçok Amerikalı planı memnuniyetle karşıladı.
- Many Americans welcomed the plan.
Anahtarı paspasın altında ve yakındaki saksının içinde aradım.
- I looked for the key under the welcome mat and in the nearby flower pot.
Kapının önünde bir paspas vardı.
- There was a welcome mat in front of the door.
Nereye gidersen git iyi karşılanacaksın.
- No matter where you go, you will be welcomed.
Tom'un iyi karşılanacağını sanmıyorum.
- I don't think Tom would be welcomed.
Karşılama komitesi nerede?
- Where's the welcoming committee?
Lütfen Tom'u karşılamam da bana yardım et.
- Please help me in welcoming Tom.
Karşılama komitesi nerede?
- Where's the welcoming committee?
Lütfen Tom'u karşılamam da bana yardım et.
- Please help me in welcoming Tom.
Mary'nin çok davetkar bir tebessümü var.
- Mary has a very welcoming smile.
Onun çok davetkar bir tebessümü var.
- He has a very welcoming smile.
Bize katılmak için buyrun.
- You're welcome to join us.
Bizimle gelmek istiyorsanız, buyrun.
- If you want to come with us, you're welcome.
We welcome suggestions for improvement.
I felt so welcomed at your party last night.
... platform, please welcome Mike Cleron, from the Android engineering team. ...
... And on behalf of Google, let me extend our warmest welcome ...