Onlara ne demek istediğini söyle.
- Tell them what you mean.
Bize ne demek istediğini söyle.
- Tell us what you mean.
O, eşine gerçeği anlatmakta tereddüt etmedi.
- He didn't hesitate to tell his wife the truth.
Tom'un sağlık problemlerini sana anlatmak etik olmazdı.
- It would be unethical for me to tell you about Tom's medical problems.
Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.
- I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.
Sana önemli bir şey söylemek istiyorum.
- I want to tell you something important.
Kemal Tahir Esir Şehrin İnsanları isimli kitabında İstanbul'un 1920'li yıllardaki işgal günlerini anlatır.
- Kemal Tahir narrates the occupation days of Istanbul in 1920s in his book named The People Of The Slave City.
Belgesel Morgan Freeman tarafından anlatıldı.
- The documentary was narrated by Morgan Freeman.
Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
- Please tell me where you will live.
Lütfen adresini bana söyle.
- Please tell me your address.
Bilmek istediğin her şeyi sana söyleyeceğim.
- I'll tell you everything you want to know.
Onun bilmek istediğini Tom'un Mary'ye söylememek için iyi bir nedeni var.
- Tom has a good reason for not telling Mary what she wants to know.
Ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.
- There's no telling what'll happen.
Ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what will happen.