İngilizce - Türkçe
to be present in or fill some place teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- inhabit
- {f} yaşamak (içinde)
- inhabit
- içinde oturmak
- inhabit
- {f} ikamet etmek
- inhabit
- iskan etmek
- inhabit
- oturmaya elverişli
- to be present
- bulunmak
- to be present
- olmak
- inhabit
- ikamet et
- inhabit
- -de yaşamak
- inhabit
- Bir yeri mesken tutmak
We inhabited Istanbul for a long time.
- to be in
- olmak
Tom'un yerinde olmak istemem.
-I wouldn't like to be in Tom's shoes.
Planında olmak istiyorum.
-I want to be in your plan.
- inhabit
- {f} -de oturmak
- inhabit
- sakin olmak
- inhabit
- yaşa
Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslümandır.
-In this country, most of the inhabitants are Sunni Muslims.
Bölgede insanlar hiç yaşamadı.
-The region has never been inhabited by people.
- inhabit
- {f} oturmak
- inhabit
- inhabitableiçinde oturulur
- to be present
- sıvırya bulunmak
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
to be present in or fill some place teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- inhabit
- to be present
- be in attendance
İlgili Terimler
to be present in or fill some place
Heceleme
to be pres·ent in or fill some placeTürkçe nasıl söylenir
tı bi prizent în ır fîl sʌm pleysTelaffuz
/tə bē prēˈzent ən ər ˈfəl ˈsəm ˈplās/ /tə biː priːˈzɛnt ɪn ɜr ˈfɪl ˈsʌm ˈpleɪs/
Resimler
Favoriler