the persons, collectively, engaged in any particular professions or employment

listen to the pronunciation of the persons, collectively, engaged in any particular professions or employment
İngilizce - Türkçe

the persons, collectively, engaged in any particular professions or employment teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

calling
(Bilgisayar) aranıyor
calling
çağırarak
calling
çağıran
calling
(Bilgisayar) arıyor

Sizi Bay Kimura diye birisi arıyor. - A Mr. Kimura is calling you.

Kredi kartımı kaybettiğim için arıyorum. - I'm calling because I've lost my credit card.

calling
{i} çağırma

Tom onu ilk adı ile çağırmamı bırakmamda ısrar ediyor. - Tom insists I stop calling him by his first name.

Neden onu çağırmayı denemedin? - Why didn't you try calling her?

calling
tutku
calling
heves
calling
ticari ünvan
calling
istek
calling
{i}

Karımın beni iş yerinde aramasından hoşlanmam. - I don't like my wife calling me at work.

Yarın işten hastalık izni alıyorum. - I'm calling in sick tomorrow.

calling
{i} meslek
calling
{i} seslenme

Kral, bana çocuğun olarak seslenmeyi kes. Tanrı aşkına ben otuz iki yaşındayım! - King, stop calling me your boy. I'm thirty-two, for God's sake!

calling
meslek/heves
calling
call ara/uğra/çağır
calling
{i} davet
calling
(isim) seslenme, çağrı, davet, telefon etme; meslek, iş, görev aşkı
calling
{i} çağrı

O, yardım çağrısı yapan birini duydu. - She heard someone calling for help.

Birisinin yardım çağrısında bulunduğunu duydum. - He heard someone calling for help.

calling
{i} telefon etme
İngilizce - İngilizce
calling
the persons, collectively, engaged in any particular professions or employment

    Heceleme

    the persons, collectively, en·gaged in a·ny par·ti·cu·lar professions or em·ploy·ment

    Telaffuz