Tom zaman zaman Mary'yi anne babasının evinde ziyaret eder.
- Tom occasionally visited Mary at her parents' house.
O, zaman zaman beni ziyaret etti.
- He occasionally visited me.
Bazen işler planlandığı gibi gitmez.
- Occasionally, things don't go as planned.
Öğretmenler bazen öğrencilerinin stres atmasına izin vermeliler.
- Teachers should occasionally let their students blow off some steam.
Sen ara sıra ziyaret edeceğiz.
- We will visit you occasionally.
Ara sıra Tom'a rastlarım.
- I run into Tom occasionally.