sabunlu

listen to the pronunciation of sabunlu
Türkçe - İngilizce
soapy; covered with soap; chem. saponated
soapy, with soap
soapy

Don't touch me with your soapy hands. - Sabunlu ellerinle bana dokunma.

Wash the shirt in soapy water and the stains will come out. - Gömleği sabunlu suyla yıka ve lekeler çıkacaktır.

saponaceous
sudsy
sabun
soap

He blew soap bubbles. - O, sabun kabarcıklarını üfledi.

Tom doesn't need any more soap. Mary gave him enough to last a lifetime. - Tom'un daha fazla sabuna ihtiyacı yok. Mary ona bir ömür boyu yetecek kadar sabun verdi.

sabunlu dinkleme
soap milling
sabunlu olma
soapiness
sabun
face soap
Sabun
(Tıp) sapo
sabun
cleanse
sabun
{i} cleanser
Türkçe - Türkçe
İçinde sabun eritilmiş
Sabun sürülmüş fakat durulanmamış
Sabun
(Osmanlı Dönemi) TADBİS
Sabun
gilli
Sabun
(Osmanlı Dönemi) TADBAS
sabun
Bu maddenin kalıp durumunda olan biçimi
sabun
Kirli ve yağlı şeyleri temizlemekte kullanılan, türlü yağlarla alkaliler birleştirilerek yapılan madde
sabunlu