unrestrained or uninhibited

listen to the pronunciation of unrestrained or uninhibited
Английский Язык - Турецкий язык

Определение unrestrained or uninhibited в Английский Язык Турецкий язык словарь

wild
{s} yabani

Yabani kuşları izliyorum. - I am watching wild birds.

Yabanî hayvanlar ormanda yașar. - Wild animals live in forests.

wild
vahşi

Güneş vahşi bir renk aleviyle batıyor. - The sun goes down in a wild blaze of color.

Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır. - Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.

wild
uygarlaşmamış
wild
asi
wild
acayip
wild
bayılmak
wild
hiddetli
wild
Yaban hayatı

Tom bir yaban hayatı sığınma evi yaratmak için mülkünü bağışladı. - Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.

Bölge, manzarası ve yaban hayatı ile ünlüdür. - The area is notable for its scenery and wildlife.

wild
Coşkulu
wild
zırzop
wild
{s} serkeş
wild
{s} sinirli
wild
{s} rasgele
wild
serseri bazı iskambil oyunlarında kıymeti sabit olmayan k
wild
(isim) ıssız, tenha
wild
dönek
wild
{s} delişmen
wild
(zarf) çılgınca, vahşice, başıboş bir şekilde
wild
{s} çılgınca

Tüketici fiyat endeksi çılgınca dalgalanıyor. - The consumer price index has been fluctuating wildly.

Kalbi çılgınca çarpıyordu. - His heart was beating wildly.

wild
{i} tenha

Parti oldukça tenhaydı. - The party was pretty wild.

Английский Язык - Английский Язык
wild
unrestrained or uninhibited

    Расстановка переносов

    un·re·strained or un·in·hi·bi·ted

    Турецкое произношение

    ʌnristreynd ır ʌnînhîbîtîd

    Произношение

    /ˌənrēˈstrānd ər ˌənənˈhəbətəd/ /ˌʌnriːˈstreɪnd ɜr ˌʌnɪnˈhɪbɪtɪd/
Избранное