Английский Язык - Турецкий язык
Определение to slacken or relieve tension on a line в Английский Язык Турецкий язык словарь
- ease
- rahat
Onun herkesi rahatlatan alçakgönüllü bir havası vardı.
-She had an unassuming air that put everyone at ease.
Çince konuştuğumda içim rahat hissetmeye başlıyorum.
-I'm beginning to feel at ease when I speak in Chinese.
- ease
- {i} kolaylık
İşi kolaylıkla yaptı.
-She did the job with ease.
O kolaylıkla yarışı kazandı.
-He won the race with ease.
- ease
- {i} dinme
- ease
- {f} dikkatle yerleştirmek
- ease
- {i} konfor
- ease
- kolaylıkla
O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü.
-He did the crossword with ease.
O kolaylıkla yarışı kazandı.
-He won the race with ease.
- ease
- genişlik
- ease
- gönence
- ease
- refah
- ease
- yatıştırmak
- ease
- dindirmek
Sadece ağrıyı dindirmek için bana bir şey ver.
-Just give me something to ease the pain.
Tom'un acısını dindirmek istiyorum.
-I'd like to ease Tom's pain.
- ease
- yumuşamak
- ease
- huzur
Tom yabancılar arasında huzursuz.
-Tom is ill at ease among strangers.
Onunla birlikte huzursuz hissediyorum.
-I feel ill at ease with her.
- ease
- gevşetmek
- ease
- dikkatle hareket ettirmek
- ease
- {i} rahat, sıkıntısızlık
- ease
- {f} rahat ettirmek, sıkıntıdan kurtarmak
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение to slacken or relieve tension on a line в Английский Язык Английский Язык словарь
- ease
to slacken or relieve tension on a line
Расстановка переносов
to slack·en or re·lieve ten·sion on a lineТурецкое произношение
tı släkın ır riliv tenşın ôn ı laynПроизношение
/tə ˈslakən ər rēˈlēv ˈtensʜən ˈôn ə ˈlīn/ /tə ˈslækən ɜr riːˈliːv ˈtɛnʃən ˈɔːn ə ˈlaɪn/
Resimler
Избранное