the economic policy of controlling or limiting or curbing prices or wages etc

listen to the pronunciation of the economic policy of controlling or limiting or curbing prices or wages etc
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the economic policy of controlling or limiting or curbing prices or wages etc в Английский Язык Турецкий язык словарь

control
{f} kontrol etmek

El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur. - Hand washing is one way to control bacteria.

Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum. - I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.

control
{f} denetlemek
control
kontrol

Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı. - West Berlin would remain free of Soviet control.

Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır. - Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.

control
hakim olmak
control
{f} kontrol et

Kendinizi kontrol etmeye çalışın. - Try to control yourselves.

Kendinizi kontrol etmelisiniz. - You must control yourself.

control
(ç.) (uçak/vb.) kumanda donanımı
control
düzenlemek
control
yönetim

İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti. - The government of the Inca Empire controlled everything.

control
{i} hakimiyet
control
kumanda cihazları
control
(Tıp) Gözlem altında tutmak, kontrol etmek
control
(Askeri) (NATO) KONTROL YETKİSİ: Bir komutanın kendi komutası altında bulunanlardan başka birlik ve teşkillerin faaliyetleri üzerinde haiz olabileceği tam komuta yetkisinden daha az kısmi yetki. Bu yetki tamamen veya kısmen devredilebilir veya tahsis edilebilir
control
{f} denetle
control
{i} denetim

Tom, Xbox One denetimcisini DualShock 4'ün üstünde tercih ediyor. - Tom prefers the Xbox One controller over the DualShock 4.

Her şeyim denetim altında. - I have everything under control.

control
{i} yönetim, idare, egemenlik, hâkimiyet
control
control group deney yapılan
control
{f} idare etmek

Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz. - He who seeks to control fate shall never find peace.

Английский Язык - Английский Язык
control
the economic policy of controlling or limiting or curbing prices or wages etc

    Расстановка переносов

    the e·co·no·mic pol·i·cy of con·trol·ling or lim·i·ting or curb·ing prices or wages etc

    Турецкое произношение

    dhi ikınämîk pälısi ıv kıntrōlîng ır lîmıtîng ır kırbîng praysız ır weycız etsetırı

    Произношение

    /ᴛʜē ˌēkəˈnämək ˈpäləsē əv kənˈtrōləɴɢ ər ˈləmətəɴɢ ər ˈkərbəɴɢ ˈprīsəz ər ˈwāʤəz ˌetˈsetərə/ /ðiː ˌiːkəˈnɑːmɪk ˈpɑːləsiː əv kənˈtroʊlɪŋ ɜr ˈlɪmətɪŋ ɜr ˈkɜrbɪŋ ˈpraɪsəz ɜr ˈweɪʤəz ˌɛtˈsɛtɜrə/
Избранное