Tom yetenekli, değil mi?
- Tom is skilled, isn't he?
Oldukça yetenekli bir arabulucusun.
- You're quite a skilled negotiator.
Tom yetenekli bir marangozdur.
- Tom is a skillful carpenter.
Bir insan ne kadar çok yetenek öğrenirse, topluma o kadar daha çok katkıda bulunur.
- The more skills one masters, the greater contribution one can make to society.
Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı.
- A working man should be paid in proportion to his skill, not his age.
Homer diğer bütün şairlere ustaca yalan söyleme sanatını öğretti.
- Homer has taught all other poets the art of telling lies skillfully.
Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.
- I have absolutely no artistic skills.
Bu kurs İlkyardımda temel becerileri öğretir.
- This course teaches basic skills in First Aid.
Tom insani becerilerini geliştirmeli.
- Tom needs to improve his people skills.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
And I am skiller than you.
... You've got skilled people with experience in an industry. ...
... And in fact, employers are looking for skilled workers. And so we're matching them up. ...