Polis o gün nöbetçiydi.
- The policeman was on duty on that day.
üniversite hayatım boyunca fakülte başkanlığı gibi görevlerde bulundum.
Şimdi görev başında olmam gerekiyor.
- I'm supposed to be on duty now.
Polislerin görev başında içmelerine izin verilmez.
- The police aren't allowed to drink on duty.
Bay Smith şimdi görevdedir.
- Mr. Smith is now on duty.
Güvenlik görevlisi gece boyunca görevdeydi.
- The guard was on duty all night.
Güvenlik görevlisi gece boyunca görevdeydi.
- The guard was on duty all night.
Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
- The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.
Tom çalışırken Fransızca konuşmak zorunda.
- Tom has to speak French at work.
Tom'u çalışırken gördüm.
- I've seen Tom at work.
Tom hâlâ iş başında olmalı.
- Tom should still be at work.
Çalışma odasında hâlâ iş başında.
- He is still at work in the workroom.
O şimdi işte fakat yedide dönecek.
- He is at work now, but will return at seven.
İşte daha az ve evde daha çok zaman geçirmek istiyorum.
- I'd like to spend less time at work and more time at home.
... radio, it is your job and it is your duty as young people ...