not dilute; having a high concentration

listen to the pronunciation of not dilute; having a high concentration
Английский Язык - Турецкий язык

Определение not dilute; having a high concentration в Английский Язык Турецкий язык словарь

concentrated
{s} konsantre

Tom onun üzerine konsantre oldu. - Tom concentrated on that.

Konsantre asetik asit solumak akciğerlerinize zarar verebilir. - Inhaling concentrated acetic acid can harm your lungs.

concentrated
yoğuşuk
concentrated
yoğunlaşan
concentrated
kümelenmiş
concentrated
{s} yoğun

Ben, dikkatimi konuya yoğunlaştırdım. - I concentrated my attention on the subject.

Tom işine yoğunlaştı. - Tom concentrated on his work.

concentrated
yoğunlaşmış

Tüm sorunlarınız kalbinizde yoğunlaşmıştır, bu nedenle kendiniz incelemelisiniz. - All your problems are concentrated in your heart, so you just need to examine yourself.

concentrated
derişmek
concentrated
çok güçlü
concentrated
{f} yoğunlaş

Taro, İngilizce kelimeleri ezberlemek üzerinde yoğunlaştı. - Taro concentrated on memorizing English words.

Tüm enerjimi sorun üzerinde yoğunlaştırdım. - I concentrated all my energies on the problem.

concentrated
{f} dikkat ver
concentrated
{f} dikkat ver: adj.konsantre
concentrated
{s} konsantre, derişik
concentrated
(Tekstil) derişik konsantre
concentrated
topla/konsantre ol
concentrated
yoğun/güçlü
concentrated
{f} yoğunlaş: adj.yoğunlaş
Английский Язык - Английский Язык
concentrated

We made a drink from concentrated orange juice.

not dilute; having a high concentration

    Расстановка переносов

    not dilute; ha·ving a high con·cen·tra·tion

    Произношение

Избранное