mahsur

listen to the pronunciation of mahsur
Турецкий язык - Английский Язык
besieged; surrounded
confined to, limited to
confined, cut off; stuck
stuck (in), unable to move (from)
cut off
stuck

I'm stuck here in Boston because of the storm. - Fırtınadan dolayı Boston'da burada mahsur kaldım.

We've been stuck here for three months. - Üç aydır burada mahsur kaldık.

limited
mahsur kalmak
to be stuck in, be unable to move from (a place)
mahsur kalmak
to be stuck (in)
mahsur kalmak
be shut up
mahsur kalmak
besieged
mahsur kalmak
stuck in

I don't want to be stuck in an office all day. - Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum.

mahsur kalmak
shut up
mahsur kalmak
stuck

I'm sick of being stuck at home. - Evde mahsur kalmaktan bıktım.

I don't want to be stuck in an office all day. - Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum.

mahsur kalmak
confined
mahsur kalmak
to be stuck in
mahsur kalmak
to be shut up
Mahsur kalmak
(Askeri) maroon
fırtınadan mahsur kalmış
stormbound
kardan mahsur kalmak
snow in
kardan mahsur kalmış
snowbound
limanda mahsur kalmış
weather bound
Английский Язык - Английский Язык
{i} type of carp fish with large scales
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Fersiz göz. Yorulmuş, uzun uzadıya bakmaktan donuklaşmış ve göremez olmuş göz
(Osmanlı Dönemi) sınırlanmış, etrafı çevrilmiş
Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş
mahsur
Избранное