kızan

listen to the pronunciation of kızan
Турецкий язык - Английский Язык
young person; one who is at the stage between childhood and adulthood
adolescent
boy
kız
girl

I sometimes wonder if I am a girl. - Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.

He married a Canadian girl. - O, Kanadalı bir kızla evlendi.

kız
{i} bird

This little girl let the birds escape. - Bu küçük kız kuşların kaçmasına izin verdi.

The girl let the bird loose. - Kız kuşu serbest bıraktı.

kız
daughter

His daughter is eager to go with him anywhere. - Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.

I'm Helen Cartwright's daughter. - Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım.

kız
judy

That girl whose hair is long is Judy. - Saçı uzun olan kız Judy.

That girl who has long hair is Judy. - Uzun saçlı o kız Judy'dir.

kız
skirt

These girls use white skirts. - Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.

Girls are wearing short skirts these days. - Kızlar bugünlerde kısa etek giyiyor.

kız
queen

There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter. - Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.

Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters. - Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.

kız
resent

There was enormous resentment over high taxes. - Yüksek vergiler hakkında büyük bir kızgınlık vardı.

I resent the way he treated me. - Onun bana davranma şekline kızıyorum.

kız
lass
kız
bridle up
kız
wench
kız
picture card
kız
virgin

Are you still a virgin? - Hâlâ kız oğlan kız mısın?

Most virgins have an intact hymen. - Çoğu bakirenin sağlam bir kızlık zarı vardır.

kız
bridle at
kız
puss
kız
gırl

His girlfriend is Japanese. - Onun kız arkadaşı Japon.

He married a Canadian girl. - O, Kanadalı bir kızla evlendi.

kız
country girl
kız
girl's
karı kızan prov
the whole household, wife and children
kaybedince kızan kimse
sore loser
kız
chick

Dad uses fire to roast a chicken. - Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.

I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs. - Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.

kız
female

Tom has a lot female friends. - Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.

The female student that sat in front of the teacher is from Germany. - Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.

kız
(iskambil) queen
kız
Miss

I miss my little sister. - Küçük kız kardeşimi özlüyorum.

In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet. - Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.

kız
maid

The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine. - Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.

What's your mother's maiden name? - Annenin kızlık soyadı nedir?

kız
maiden

What's your mother's maiden name? - Annenin kızlık soyadı nedir?

Mary's maiden name is Jackson. - Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.

kız
virgin, maiden
kız
lassie
kız
chicken

I like roast chicken. - Fırında kızartılmış tavuğu severim.

Tom loves fried chicken. - Tom, kızarmış tavuk seviyor.

kız
babe
kız
playing cards queen
kız
bunny

Tom gave his daughter a stuffed bunny. - Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.

Mary wore bunny slippers. - Mary kız terlikleri giydi.

kız
gal
kız
girl; daughter, girl; queen; virgin, maiden
kız
jenny
kız
colleen
kız
sheila
kız
jill

Jill is the only girl in our club. - Jill Kulübümüzde tek kız.

kız
demoiselle
çabuk kızan
techy
çabuk kızan
resentful
çabuk kızan
irritable
çabuk kızan
peckish
çabuk kızan
spunky
Турецкий язык - Турецкий язык
Delikanlı; silâhlı köy delikanlısı: "Kızanlarla koyun eşiğinde ertesi gün öğle vakti, Menderes köprüsündeki köpekleri tepelemeye ant içtik."- H. E. Adıvar
(Halk ağzında) Dışı köpek, kedi gibi hayvanların çiftleşme isteği gösterdikleri durum veya zaman
Erkek çocuk
Çoluk çocuk
Dişi köpek, kedi gibi hayvanların çiftleşme isteği gösterdikleri durum veya zaman
Delikanlı; silâhlı köy delikanlısı
Köpek ve kurt cinsinden hayvanların çiftleşme zamanı
Acemi zeybek
Silahlı köy delikanlısı
KIZAN
(Osmanlı Dönemi) Oğlan, erkek çocuk
KIZAN
(Osmanlı Dönemi) Delikanlı, cesur ve silâhlı köylü genç
kız kızan
Çoluk çocuk, ev halkı
Kız
bint
kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından seslenilirken kullanılır
kız
Dişi
kız
Dişi çocuk
kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü: "Sesleri işitiyor musun, kızım?"- F. R. Atay. İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
Dişi çocuk: "Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize'nin küçük kızını hatırladı."- H. E. Adıvar
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire: "Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim."- B. R. Eyuboğlu
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire