My father named me after his aunt.
- Babam bana halasının adını verdi.
The woman who he thought was his aunt was a stranger.
- Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı.
Hello? Are you still here?
- Merhaba? Hâlâ burada mısın?
The event is still fresh in our memory.
- Olay anımızda hâlâ tazedir.
If it hadn't been for you, he would still be alive.
- Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
- Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand.
- Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.
This medicine is not sold yet in pharmacies.
- Bu ilaç eczanelerde hâlâ satılmamaktadır.
The girl answered: Yes, auntie, I'll eat them both.
- Kız cevap verdi: Evet halacığım ikisini yiyeceğim.
Babanın kız kardeşine hala denir.
- Babanın bacısına hala denir.