esmerleşmek

listen to the pronunciation of esmerleşmek
Турецкий язык - Английский Язык
to brown, to tan
to brown, tan, become tan
brown
esmer
brunette

She was a bubbly twenty-year-old brunette. - O yirmi yaşında şen şakrak bir esmerdi.

Wienczysława is the most beautiful brunette in the workplace. - Wienczysława, işyerindeki en güzel esmerdir.

esmer
ebony
esmer
swarthy

A stocky man with a swarthy complexion snatched Mary's handbag and disappeared into the crowd. - Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin el çantasını kaptı ve kalabalığa doğru ortadan kayboldu.

I can't understand how she can be so fair when her brother is swarthy. - Erkek kardeşi esmer olduğunda onun nasıl bu kadar sarışın olduğunu anlayamıyorum.

esmer
darkskinned
esmer
dark-skinned
esmer
brown

She was very brown after her holiday. - O, tatilinden sonra çok esmerdi.

Tom eats a lot of brown rice. - Tom çok fazla esmer pirinç yer.

esmer
tan
esmer
dusky
esmer
blackie
esmer
{s} tawny
esmer
dun
esmer
{s} swart

Tom is the name of my swart warthog. - Tom esmer Afrika domuzumun adıdır.

A stocky man with a swarthy complexion snatched Mary's handbag and disappeared into the crowd. - Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin el çantasını kaptı ve kalabalığa doğru ortadan kayboldu.

esmer
dark colored
esmer
subfuse
esmer
blacky
esmer
brunet

Is your wife a blonde or a brunette? - Karın sarışın mı yoksa esmer mi?

Wienczysława is the most beautiful brunette in the workplace. - Wienczysława, işyerindeki en güzel esmerdir.

esmerleşme
(Gıda) browning
esmer
dark

Mary always dreamed of meeting a tall, dark, and handsome man. - Mary her zaman uzun boylu, esmer ve yakışıklı bir adama kavuşmanın hayalini kurdu.

He's tall, dark, and handsome. - O, uzun boylu, esmer ve yakışıklı.

esmer
darkskinned, swarthy; brunette
esmer
dark, swarthy
esmer
dark, brown
Турецкий язык - Турецкий язык
Esmer duruma gelmek
Siyaha yakın bir koyu renk almak
ESMER
(Osmanlı Dönemi) Siyaha, karaya çalan kumral renk
Esmer
kişmiri
Esmer
yağız
Esmer
kara
esmer
Kurşunî renk
esmer
Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız
esmer
Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan kimse, yağız: "Üzülüyor, ama üzüntüsü, kızının esmer güzeli olmasına..."- S. F. Abasıyanık
esmer
Siyaha çalan buğday rengi
esmer
Kurşuni renk: "Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi."- T. Buğra
esmerleşme
Esmerleşmek işi