eğitmek

listen to the pronunciation of eğitmek
Турецкий язык - Английский Язык
educate

She took pains to educate her children. - O, çocuklarını eğitmek için saçını süpürge etti.

train

Dan didn't even want to train Linda. - Dan Linda'yı eğitmek bile istememişti.

Tom hired someone to train his dog. - Tom köpeğini eğitmek için birini kiraladı.

condition
coach
school
teach
handle
to educate; to train, to breed
{f} nurture
(deyim) exercise in
breed
groom
drill
season
discipline
eğitme
education

Educating the mind without educating the heart is no education at all. - Kalbi eğitmeden zihni eğitmek hiç eğitim görmemektir.

değişik bir meslek için eğitmek
retrain
eğitme
instructing
eğitme
schooling
eğit
{f} educated

He was educated at Oxford. - O, Oxford Üniversitesi'nde eğitim gördü.

Mr. Ito is a highly educated man. - Bay Ito oldukça eğitimli bir insan.

eğit
{f} trained

He was trained as a lawyer. - O bir avukat olarak eğitildi.

Tom was trained as a doctor. - Tom bir doktor olarak eğitildi.

eğit
{f} training

The training session is scheduled to begin at 4 p.m. - Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.

They needed jobs and training. - Onların işlere ve eğitime ihtiyacı vardı.

eğit
educate

Ford was poorly educated. - Ford kötü eğitim gördü.

My very educated mother just showed us nine planets. - Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.

eğit
{f} train

It is not easy to train dogs. - Köpekleri eğitmek kolay değil.

Musical talent can be developed if it's properly trained. - Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.

eğit
{f} schooling

I will have to wait till I finish schooling and start earning money. - Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.

The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn. - Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.

eğitme
training

Do you know anything about training dogs? - Köpekleri eğitme hakkında bir şey biliyor musun?

eğit
reeducate
eğitme
strengthening and building up of character
eğitme
moral guidance
eğitme
moral improvement
fazla eğitmek
overtrain
kendini eğitmek
better oneself
personel eğitmek
train the staff
yeni bir konuda eğitmek
retrain
yeniden eğitmek
retrain
yeniden eğitmek
reeducate
Турецкий язык - Турецкий язык
İstenilen davranışları yapabilecek biçimde yetiştirmek
Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek
Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak, önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek
Hayvanı istenilen davranışları yapabilecek biçimde yetiştirmek
terbiyelemek
terbiye etmek
eğitme
Eğitmek işi, terbiye etme
eğitmek
Избранное