O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.
- He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.
Plastik çubukları kullanmak ve onları yıkamak tek kullanımlık çubukları kullanmaktan daha iyidir.
- It's better to use plastic chopsticks and wash them than to use disposable chopsticks.
Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.
- There were no tickets available for Friday's performance.
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Müsait bir tur rehberi var mı?
- Is there a tour guide available?
Doktor şimdi müsait değil.
- The doctor is not available now.
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Bu gece için mevcut bir oda var mı?
- Is there a room available for tonight?
Bu teklif sadece sınırlı bir süre boyunca geçerlidir.
- This offer is available for a limited time only.
Bu teklif beş gün için geçerlidir.
- This offer is available for five days.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Sözlük şimdi Android telefonlar için bir uygulama olarak kullanılabilir.
- The dictionary is now available as an app for Android phones.
Netflix artık Avrupa'da kullanılabilir.
- Netflix is now available in Europe.
Ayrıntılar hemen hazır değildi.
- Details weren't immediately available.
Öğle yemeği hazır olacak.
- Lunch will be available.
Rather than purchase an expensive razor he bought a packet of cheap disposable ones.