a real entity, event or other fact

listen to the pronunciation of a real entity, event or other fact
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a real entity, event or other fact в Английский Язык Турецкий язык словарь

reality
{i} gerçeklik

Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür. - Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.

Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor. - Parents look to the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.

reality
asıl
reality
gerçekçilik
reality
{i} gerçek

Hayali gerçekten ayıramıyor musun? - Can't you divorce fantasy from reality?

Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor. - Parents look to the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.

reality
gerçek/gerçeklik
reality
{i} realite
reality
{i} gerçekte var olan şeyler
reality
{i} hakikat

Tom hakikatten habersiz. - Tom is out of touch with reality.

Hakikati metanetle karşılaman iktiza eder. - You should face up to the reality.

Английский Язык - Английский Язык
reality

The ultimate reality of life is it ends in death.

a real entity, event or other fact

    Расстановка переносов

    a re·al entity, e·vent or oth·er fact

    Произношение

Избранное