What did the experimental set-up look like? What was connected to what and how?
- Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı?
She is connected with that company.
- O, o şirkete bağlıdır.
It is often necessary to depend upon others.
- Başkalarına bağlı olmak sık sık gereklidir.
They are bound together by common interests.
- Onlar ortak çıkarları tarafından birbirine bağlıdır.
He was bound hand and foot.
- Onun eli kolu bağlıydı.
She is deeply attached to her parents.
- O anne ve babasına derinden bağlıdır.
Tom was very attached to the golf clubs that his father had given him.
- Tom, babasının ona vermiş olduğu golf kulübüne çok bağlı idi.
The economy of the island is dependent on the fishing industry.
- Adanın ekonomisi balıkçılık sektörüne bağlıdır.
We are dependent on each other.
- Biz birbirimize bağlıyız.
I'm tied up right now.
- Ben şu anda bağlıyım.
We were tied to our decision because we signed the contract.
- Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
Pain is inevitable. Suffering is optional.
- Ağrı kaçınılmazdır. Acı isteğe bağlıdır.
Wearing green is optional.
- Yeşil giymek isteğe bağlıdır.
Tom and Mary are both very devoted parents.
- Tom ve Mary ikisi de ebeveynlerine çok bağlılar.
Tom and Mary are very devoted to each other.
- Tom ve Mary birbirlerine çok bağlılar.
The royal jewels are kept under lock and key.
- Kraliyet mücevherleri kilit ve anahtara bağlı tutulur.
Tom is not affiliated with Disneyland.
- Tom, Disneyland'a bağlı değildir.
I'm not affiliated with any party.
- Ben herhangi bir partiye bağlı değilim.
He played the Liszt sonata blindfolded.
- O, Liszt sonatını gözleri bağlı çaldı.