Определение şüphelenme в Турецкий язык Английский Язык словарь
- suspicion
Her unusual behavior caused our suspicions.
-Onun tuhaf davranışı şüphelenmemize neden oldu.
- suspecting
Sami started suspecting Layla was seeing other men.
-Sami, Leyla'nın başka erkeklerle görüşüyor olduğundan şüphelenmeye başladı.
- şüphelenmek
- suspect
Do you have any other reasons to suspect Tom?
-Tom'dan şüphelenmek için herhangi başka nedenlerin var mı?
Tom had no reason to suspect that Mary was lying.
-Tom'un Mary'nin yalan söylediğinden şüphelenmek için bir nedeni yoktu.
- şüphelenmek
- doubt
You have no reason to doubt Tom.
-Tom'dan şüphelenmek için hiçbir nedenin yok.
I never had any reason to doubt Tom.
-Tom'dan şüphelenmek için hiçbir nedenim yoktu.
- şüphelenmek
- be in doubt about
- şüphelenmek
- impeach
- şüphelen
- {f} suspected
They must have suspected me of stealing.
-Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
I suspected that he was telling a lie, but that didn't surprise me.
-Ben onun bir yalan söylediğinden şüpheleniyordum, ancak bana sürpriz olmadı.
- şüphelen
- {f} suspecting
Sami started suspecting Layla was seeing other men.
-Sami, Leyla'nın başka erkeklerle görüşüyor olduğundan şüphelenmeye başladı.
- şüphelen
- {f} suspect
They must have suspected me of stealing.
-Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
After a bit of googling, I suspect that what you said may not be true.
-Google'da biraz araştırdıktan sonra, söylediğinin gerçek olmadığından şüpheleniyorum.
- şüphelenmek
- question
- şüphelenmek
- to suspect; to get suspicious about; to doubt, be in doubt about
- şüphelenmek
- be doubtful of
- şüphelenmek
- to have a suspicion/doubt (about), to doubt, to suspect, to question
Связанные Термины
Определение şüphelenme в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Şüphelenmek işi
- şüphelenmek
- Kuşkulanmak: "Bunun bir casus olmasından şüphelendim."- F. R. Atay
- şüphelenmek
- Kuşkulanmak