To make a long story short, we cannot accept your offer.
- Uzun lafın kısası, önerini kabul edemeyiz.
The offer is too good to be turned down.
- Öneri geri çevrilemeyecek kadar çok iyidir.
Your suggestion seems reasonable.
- Önerin makul görünüyor.
My sponsor was willing to agree to my suggestion.
- Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
An executive council was formed to discuss the new proposal.
- Yeni bir öneriyi tartışmak için bir yürütme kurulu oluşturuldu.
Our boss turned down our proposal.
- Patronumuz önerimizi geri çevirdi.
Because of his advice, I was able to succeed.
- Onun önerisinden dolayı, başarabildim.
I suggest we take Tom's advice and go home.
- Tom'un tavsiyesini dinlemeyi ve eve gitmeyi öneriyorum.
We welcome submissions.
- Önerileri memnuniyetle karşılıyoruz.
The lack of credibility of a married writer’s recommendation to remain unmarried is the weak point of the book.
- Evli bir yazarın bekar kalma önerisinin güvenilirlik eksikliği kitabın zayıf noktasıdır.
We provide legal advice and strategy recommendations to various public relation campaigns.
- Çeşitli halkla ilişkiler kampanyalarına hukuki tavsiye ve strateji önerileri sunuyoruz.
I rejected this proposition.
- Ben bu öneriyi reddettim.
I like your proposition.
- Ben senin önerini seviyorum.
This article contains tips for those who are eager to increase their vocabulary.
- Bu makale, kelime hazinesini artırmak isteyenler için öneriler içerir.
What do you propose instead?
- Onun yerine ne önerirsin?
How do you propose to do that?
- Onu nasıl yapmayı öneriyorsun?
I had a pretty good idea Tom wouldn't like my suggestion.
- Tom'un önerimden hoşlanmayacağına dair oldukça iyi bir fikrim vardı.
Are you offering to help?
- Yardım etmeyi öneriyor musun?
Are you offering me my job back?
- Bana işimi geri mi öneriyorsun?
Are you open for suggestions?
- Önerilere açık mısın?
Are there any other suggestions?
- Başka öneriler var mı?