öldür

listen to the pronunciation of öldür
Турецкий язык - Английский Язык
{f} killing

Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society. - Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.

The man attacked her with the intention of killing her. - Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.

{f} slaughter

I will send my army to take the city and slaughter every single person there. - Kenti alıp oradaki her bir kişiyi öldürmek için ordumu göndereceğim.

kill

Guns don't kill people. People kill people. - Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.

Every day they killed a llama to make the Sun God happy. - Onlar Güneş Tanrısı'nı mutlu etmek için her gün bir lama öldürdü.

bump off
{f} murder

He will do anything but murder. - Öldürmenin dışında bir şey yapacaktır.

That man is on trial for the murder of a little girl. - O adam küçük bir kızın öldürülmesinden dolayı yargılanıyor.

bumpoff
öl
{f} deceased

Fadil was found deceased in his apartment. - Fadıl evinde ölü bulundu.

A monument has been erected to the memory of the deceased. - Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.

öl
pass away

We won't let you pass away. - Ölmene izin vermeyeceğiz.

The patient may pass away at any moment. - Hasta herhangi bir anda ölebilir.

öl
{f} dying

There were cars burning, people dying, and nobody could help them. - Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.

Thousands of soldiers and civilians were dying. - Binlerce asker ve sivil ölüyorlardı.

öl
{f} die

Dalida died from an overdose of sleeping pills. - Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.

My father died of cancer. - Babam kanserden öldü.

öl
decease

He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased. - Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.

A monument was erected in memory of the deceased. - Ölenin anısına bir anıt dikildi.

öl
perish

If a mouse only has one hole, it will soon perish. - Bir farenin sadece tek bir deliği varsa, kısa sürede ölür.

My whole family perished in the fire. - Benim bütün ailem yangında öldü.

öl
died

Marilyn Monroe died 33 years ago. - Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.

Dalida died from an overdose of sleeping pills. - Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение öldür в Турецкий язык Турецкий язык словарь

öl
ıslaklık, nem
öl
Toprağın nemi
öl
Toprağın nemi, yaşlık, höl
öldür
Избранное