raha

listen to the pronunciation of raha
Türkçe - İngilizce
upset

I woke up with an upset stomach. - Bir mide rahatsızlığı ile uyandım.

Tom had an upset stomach. - Tom'un bir mide rahatsızlığı vardı.

{i} disturbing

I didn't call on you for fear of disturbing you. - Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.

They are talking loudly when they know they are disturbing others. - Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..

Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Değirmen