peçete

listen to the pronunciation of peçete
Türkçe - İngilizce
napkin

He tucked the napkin under his chin. - O, peçeteyi çenesinin altına sıkıştırdı.

There is a napkin missing. - Eksik bir peçete var.

serviette
table napkin, napkin
table napkin
dinner napkin
napkins

The napkins are chlorine-free. - Peçeteler klorsuzdur.

Take some napkins with you. - Yanınıza birkaç peçete alın.

peçete halkası
napkin ring
bardak altlığı peçete
doiley
bardak altlığı peçete
doily
kâğıt peçete
tissue
kâğıt peçete
paper napkin
kâğıt peçete
napkin
sıhhi peçete
sanitary napkin
temiz bir peçete alabilir miyim
Could I have a clean napkin
Türkçe - Türkçe
Yemek yerken sofra örtüsünü veya giysiyi korumak, ağız kurulamak için kullanılan ince, küçük kâğıt veya kumaş parçası
makrama
peçete