pazarla

listen to the pronunciation of pazarla
Türkçe - İngilizce
{f} marketed
{f} market

With work, we can expand our markets. - Çalışarak, pazarlarımızı genişletebiliriz.

Many efforts have been make to develop market for imports. - İthalatlar için pazarlar geliştirmek için epeyce çaba sarfedilmektedir.

{f} marketing

He is the manager of the marketing department. - O, pazarlama bölümü yöneticisidir.

We need to develop a marketing plan. - Bir pazarlama planı geliştirmemiz gerek.

merchandise
pazar
Sunday

I go to church every Sunday. - Her pazar kiliseye giderim.

Yesterday was Sunday, not Saturday. - Dün cumartesi değil, pazardı.

pazar
bazaar

The bazaar ended a great success. - Pazar büyük bir başarıyla bitti.

You go to the bazaar not to become a sheep, but to buy sheep. - Bir koyun olmamak için, ama bir koyun almak için pazara gidin.

pazar
(Hukuk) market

If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense. - Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.

Falling interest rates have stimulated the automobile market. - Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.

pazar
sun

I go to church every Sunday. - Her pazar kiliseye giderim.

You don't go to school on Sunday, do you? - Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?

pazar
farmers market
pazar
debouche
pazar
fair
pazar
(Ticaret) opening

My friend told me that this coming Monday an exhibition about Spanish history is opening. - Arkadaşım bana bu önümüzdeki pazartesi İspanyolca tarihi hakkında bir sergi açılacağını söyledi.

pazar
mart
pazar
outlet
Pazar
sexagesima
Pazar
septuagesima
pazar
market, bazaar, marketplace; Sunday
pazar
market, market place; bazaar
pazar
market-place
pazar
staple
pazar
trading, buying and selling
pazar
market place
pazarlamak
market

Christmas is a good time to market new toys. - Noel yeni oyuncaklar pazarlamak için iyi bir zamandır.

Türkçe - Türkçe

pazarla teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Pazar
satak
Pazar
gireği
pazar
Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer
pazar
Alım satım, alışveriş
pazar
Haftanın birinci günü, cumartesi ile pazartesi arası olan gün
pazar
Haftanın birinci günü, cumartesi ile pazartesi arası olan gün: "Ertesi gün pazardı, öğleye kadar tembellik edersiniz."- M. Ş. Esendal
pazar
Belli bir şeyin satıldığı yer
pazarlamak
Malı satacak uygun piyasa bulmak